Milliyet Rekabet Rekabete son mu veriyor?

Rekabete son mu veriyor?

12.07.2023 - 10:58 | Son Güncellenme:

Avrupa Komisyonu Gigabit Altyapı Yasası Taslağının yasalaşması telekom sektörünün 25 yıllık liberalleşmesini sonlandırabilir.

Rekabete son mu veriyor

Innocenzo Genna

Haberin Devamı

A.B. Telekomünikasyon Sektörü Uzmanı

Büyük online platformların telekomünikasyon ağları üzerinde “taşınması” için Avrupalı telekomünikasyon şirketlerine belirli bir miktar ödeme yapıp yapmaması gerektiğine dair “adil paylaşım” konusunda kamuoyundaki tartışmalar en alevli şekilde sürerken, Avrupa Komisyonu sessiz sedasız bir şekilde Avrupa’da telekomünikasyon sektörünün çalışma kurallarını kökten bir değişiklikle yeniden yazmaya hazırlanıyor. Bunu da o kadar göze çarpmayan bir belgeyle, basit bir tavsiye teklifiyle ve her ne kadar resmî anlamda bağlayıcı olmayan bir şekilde yapsa da, Avrupa telekomünikasyon yönetişimine aşina olanların bildiği gibi, İtalya’daki AGCOM ya da Fransa’daki ARCEP gibi Avrupalı düzenleyici otoritelerin görmezden gelmelerine de imkân vermiyor.

Haberin Devamı

Üstü kapalı hazırlandı

Gigabit Tavsiye yönetmeliğinden bahsediyoruz. Tamamlanması yıllar alacak “adil paylaşımın” aksine, Avrupa Komisyonu bu tavsiye taslağıyla hızlı bir şekilde ve kendi başına kabul edip benimseyeceği (sadece Avrupa Elektronik Haberleşme Düzenleyicileri Kurumu BEREC’in yine bağlayıcı olmayan görüşüne tabi) düzenleyici bir metin oluşturdu. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasında bir başka anlaşmazlık olarak “adil paylaşım” konusunda medyanın büyük abartıları da Gigabit Tavsiyesinin üstü kapalı kalmasına yardımcı oldu ki medya tarafından da çoğunlukla pek fark edilmedi.

Rekabette cesaret kırılır

Gigabit Tavsiyesi, Avrupalı düzenleyici otoritelerin 2018 yılındaki Avrupa Elektronik İletişim Yasasını (2018/1972 direktifi) uygulama şeklini uyumlaştırma amacına sahip olmalı. Bu, kullanıcıların, tekele kadar uzanan tarihsel nedenlerle altyapının sahibi yerleşik operatör

tarafından değil de, çok sayıda operatörden yerel bakır ağ üzerinden internet erişim hizmetleri almasına izin veren bir mevzuat. Bu nedenle de liberalleşmenin mihenk taşıdır

ve bu olmaksızın AB’nin büyük bir bölümünde tekele dönüş olur. Öte yandan önerilen tavsiye yazıldığı gibi kanunlaşırsa ulusal düzenleyicilerin gerçekten de rekabet yanlısı önlemler konusunda cesareti kırılacaktır.

Haberin Devamı

Çünkü böyle bir durumda Avrupa Komisyonu’nun baskın geldiği bir kontrol prosedürüyle karşı karşıya kalacaklardır (Avrupa Yasası 32. ve 33. maddeleri). Örneğin belirli bir piyasada, altyapı rekabeti “olasılıkları” meydana gelebilir, bu durumda ulusal düzenleyici kurum tedbiri elden bırakmak zorunda kalabilecek ve böylece altyapıya erişim çok daha zor hale gelecek, üstelik fiyatlar artık maliyetli odaklı da olmayacaktır. Tüm bunlar “esneklik” olarak tanımlanır ki bir hüsnü-tabir örneği olarak aslında: “daha fazla rekabet yok” anlamına gelir. Dahası, Avrupa Yasasının bu şekilde yorumlanarak dayatmasının, gerçekte onu idari yollarla gizlice yeniden yazma biçimi olup olmadığı, böylece de Konseyin 2018’de demokratik olarak onayladığı ortak karar prosedürlerinden kaçınmak mı istediği de merak Konusu.

Dar bir oligopolle sınırlandırıldı

Avrupa Birliği, Avrupa Yasası’nda, rekabetin yatırımı teşvik ettiği varsayımıyla, Avrupa telekomünikasyon pazarlarında rekabetin devam etmesi için gereken iradeyi gerçekten de fiilen ifade etti. Ancak teklif edilen tavsiye metni farklı ve şaşırtıcı bir varsayımdan yola çıkıyor, o da şu: yatırım yapmaya teşvik edilmesi gereken konuların hâkim operatörler olduğu varsayımı (Bugüne kadar Avrupa Yasasına göre regüle ediliyordu). Teklif edilen Gigabit Tavsiyesi fiber piyasasındaki alternatif operatörlerin oynadığı rolü ve network yatırımlarının ana itici gücü olarak rekabetin rolünü göz ardı ediyor. Sonuç olarak, tavsiye metninde tanınan tek yatırım teşviki, Avrupa Yasasından farklı olarak, (doğrudan veya dolaylı olarak) pazarın deregüle edilmesi veya networklere erişim fiyatlarının yükseltilmesi oldu. Bu bağlamda kabul edilebilir tek rekabet ise, dar bir oligopolle sınırlandırılmış görünüyor.

Haberin Devamı

Büyük telkolar güçlendiriliyor

Bir başka deyişle Komisyon’un yatırım reçetesi piyasayı hedeflemiyor, bilakis (Avrupa Komisyoneri Thierry Breton’un CEO’su olduğu) Orange, Deutsche Telekom ve Telefonica gibi bazı Avrupalı Telekom şirketlerinin güçlendirilmesini hedefliyor. Komisyon

Haberin Devamı

diğerlerini göz ardı ederek, bu büyük şirketlerin genişleme ve yatırım yapma kapasitelerine güvenmeye istekli görünüyor ve bu nedenle de sadece büyük telekom şirketlerinin spesifik

sorunlarını çözmeyi amaçlıyor ki bu sorunlara örnek olarak, piyasanın serbestleşmesiyle pazara giren ve telefon altyapısını miras olarak devralmayan daha küçük operatörlerden gelen rekabeti verebiliriz.

Peki, amaç ne?

Teklif edilen tavsiyenin gerçek amacının ne olduğu konusunda şüpheler var. Fiber optik yatırımları sanıldığı kadar riskli ve belirsiz değil. Sektördeki çok sayıda altyapı fonunun bulunması da bunun en önemli kanıtı durumunda. Pek çok alanda operatörler kamu sübvansiyonlarına ihtiyaç duymadan yatırım yapacaklarını beyan ettiler. Dolayısıyla yatırımın geri dönüşü tanımlandıktan sonra regülasyon sorun olmaktan çıkar.

Bunun yerine Komisyon’un endişesi, sadece network değil perakende hizmetlerine de bağlı olan telekom sektörünün genel karlılığı gibi görünüyor. Perakende fiyatları gerçekten de pazardaki rekabet nedeniyle düşük düzeylerde, oysa daha karlı olan katma değerli servisler ise Avrupa telekomünikasyon şirketlerinin veri ekonomisine dayalı iş geliştirme konusundaki yetersizlikleri nedeniyle ABD OTT’lerinin ayrıcalığı gibi görünüyor. Başka bir deyişle, bu tavsiye metninin fiber optiğe yatırım konusundaki herhangi bir teşvikle hiçbir ilgisi olmadığı gibi, her şeyden önce, tüketicilerin ve rekabetin zararına da olsa, bazı büyük telekomünikasyon şirketlerinin karlılığını artırmaya hizmet ediyor.

Bu nedenle rekabeti azaltarak ve muhtemelen de hem toptan hem de perakende fiyatlarını artırarak bazı büyük telekomünikasyon şirketlerinin kaynaklarını artırma arzusuyla karşı karşıyayız. Üstelik bu arzu, özellikle de enflasyon zamanlarında tercih edilmez. Komisyon’un teklifinde ne stratejik bir vizyon bulunuyor ne de telekomünikasyon sektörünü daha verimli ve yenilikçi bir hale getiriyor. Kapandığında bakır network fiyatlarının artması bile bekleniyor ki bu da yine telefon operatörleri  için tuhaf bir destek önlemi. Sonuç olarak, tüm bu yaklaşım, 25 yıllık liberalleşmeden sonra kötü bir sonsöz olarak duruyor.

Yazarlar