Sen ne faşistmişsin Nikki Haley?

22 Ocak 2024

Washington, DC

Sadece Trump’tan kurtulmak isteyen Cumhuriyetçiler için değil, fakat Biden’dan kurtulmak isteyen Demokratlar için de Güney Carolina eski valisi Nikki Haley bir umut olarak belirmişti. Ortalama Amerikalının benimseyebileceği kadar muhafazakâr, ama Pandemi sonrası ekonomik durgunluğa çare arayacak kadar ilerici; yani, seçmenlerin “kendi” partisinin adayından başkasına oy vermesini sağlayacak bir “çözüm” imkânı…

1972 doğumlu; her ikisi de 80’indeki Trump ve Biden’a karşı “’genç” bir siyasetçi. Üstelik işi “siyasetçilik” olan birisi de değil: ABD’nin ırk ayrımını uzun yıllar uygulayan bir eyaletinde ilk kadın vali seçilmiş. ABD’nin Hint kökenli ilk kadın valisi. ABD’nin ilk kadın BM daimî temsilcisi…

Yani kâğıt üzerinde, sanki Biden-Trump ikileminden ABD’yi kurtaracak bir mucize gibi göründü Nikki Haley--benim de aralarında olduğum--çoğu kişiye. Trump’ın BM temsilcisi olmasının eksileri kadar artıları da

Yazının Devamı

Trump neden kazanıyor?

18 Ocak 2024

Washington

ABD’de, Missouri ve Mississippi nehirlerinin ortasında, 6 eyaletle kuşatılmış, Fransız göçmenlerin kurduğu bir eyalet Iowa. Bu sebeple başkentinin adı Des Moines yazılıyor ama “di-moyn” okunuyor. Konya’nın üç katı genişlikte ama nüfusu 3 milyon. Zenginlikte ABD’nin 30’uncu eyaleti; yani çok fakir değil çok da zengin değil. Halkın ortalama aylık geliri, Türkiye’deki ortalama kadar.

Yıllardan beri Iowa’nın Kongre’ye yolladığı iki senatör ve 4 milletvekilinin tümü Cumhuriyetçi Parti’den. Bu haliyle Iowa, Amerikan seçmeninin siyasal tercihini göstermesi ve göstermemesi açısından hiç mi hiç önemi olmayan bir eyalet. Ne var ki, yasaları gereği bu eyaletin ön seçimleri, ABD’de bütün eyaletlerden önce yapıldığı için, tüm ülke açısından bir gösterge sayılıyor. (Ne hikmetse, bu önseçimleri kazananın büyük seçimi de kazanacağı inancı bir türlü silinmiyor. Trump, 2016’da bu eyalette

Yazının Devamı

İsrail’in içi boş savunması

15 Ocak 2024

Uluslararası Adalet Divanı, İsrail hükumetinin Gazze’de soykırım suçlarından bir çoğunu birden işlediğine dair Güney Afrika’nın dava başvurusunu ve İsrail hükumetinin avukatlarının bu davada kendilerini nasıl savunacaklarını belirttikleri ilk ifadelerini dinledi. Şimdi mahkeme, iki tarafın sunacağı delilleri dinleyecek ve inceleyecek.

Güney Afrika’nın dava dilekçesinin ekleri arasında Anadolu Ajansı muhabirlerinden gelen fotoğrafları derlediği “Kanıt” isimli, kalın bir kitap da var.

Güney Afrika, herhangi bir ülkeyi soykırım suçlarından biri veya birkaçıyla suçlamaya vicdanen ve ahlaken yetkili az ülkeden biri. 1948’den 1994’e kadar, bu ülkede beyaz Avrupalıların kurduğu ırk ayrımı (Apartheid) rejimi vardı. Anayasa ve yasalarla hükme bağlanmış bu kurumsal ırk ayrımı o kadar insanlık dışıydı ki, siyah halkın lideri Nelson Mandela’nın bu uğurdaki mücadelesi bugün tüm insan hakları savunucularına bayrak oluyor. Mandela, zafere ulaşıp, ülkesini bu insanlık dışı uygulamadan kurtardıktan sonra bütün çabasını

Yazının Devamı

‘We charge genocide’  (Soykırımla suçluyoruz)

11 Ocak 2024

Bizim kuşak, Yahudi Soykırımı (Holokost) hikayelerini gazetelerden değil, daha çok Adolf Eichmann’ın 1961’deki yargılanması sırasında ortaya dökülen Nazi belgelerinden öğrendi. Eichmann, 1942’de katıldığı ve Hitler’in “500 yıldır Avrupa’da devam eden Yahudi Meselesi’ne nihai çözüm” formülünü hayata geçiren ekibin liderlerinden biriydi. Kısaca Holokost denen, sadece Almanya’nın değil fakat hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinin payı bulunan Yahudi Soykırımın planlayıcısı, toplama kamplarının tasarımından, gaz odalarının ve insan yakma fırınlarının inşaatına kadar her alanda çalışan Eichmann, savaşın sonunda ABD askerlerince yakalandı, ancak nasıl olduysa (!) kaçmayı başardı. 1950’ye kadar Almanya’da gizlendi, sonra Arjantin’e gitti. Mossad’ın Şin Bet şubesi tarafından 10 yıl sonra izi bulundu, 1961’de İsrail’e getirilerek yargılandı ve asılarak idam edildi. 

Eichmann’ın duruşması, TV’nin geliştiği yıllara rastladı ve dünya çapında izlendi; kitaplara konu oldu. (Hannah

Yazının Devamı

‘İsrail son nefesini vermek üzere’

8 Ocak 2024

“İsrail son nefesini vermek üzere” diyen ben olsam, diyebilirsiniz ki, “Bu biraz hüsnü zan!  Hatta hüsnü kuruntu!”

Din kardeşliği gayreti ile, gerçeklere ve uluslararası ilişkilere göz yumduğumu söyleyebilirdiniz. Nitekim, ben de bu kaygılarla, kurulduktan bir yıl sonra bile olsa, İsrail devletini diplomatik olarak tanıyan bir ülkenin gerçeklerini, bu ülkeyle şu kadar yıllık diplomatik, ticari ve hatta askeri ilişkiler içine girdiğimizi dikkate alınca, 9,3 milyon nüfusu, 127 milyar dolar ulusal geliri, Türkiye ile 8 milyar dolar ticareti olan bir ülkeye kefen biçmek, sanırım çok mantıklı olmazdı.

Ancak bu ifade, Haaretz gazetesi eski editörü ve yazarı, Kanal 10 isimli televizyon kurumunun yorumcusu, askerliğini birçok Filistin örgütüne karşı ve 1978’de Güney Lübnan’da Operation Litani adı verilen harekata katılarak yapmış olan bir Musevi gazeteciye aitse, sanırım nerede ve hangi şartlar altında edilmiş olursa olsun dikkate alınması gerekir. Sol görüşleriyle tanınan ve “Benim Vaad Edilmiş

Yazının Devamı

Trump ile ‘barış’ bu kadar olurdu zaten!

4 Ocak 2024

Öyle görünüyor ki eli kanlı katil Binyamin Netanyahu, gerçekten olmasa da siyaseten sizlere ömür! Mahkemeler işbaşındaki başbakanları yargılamasın diye, sözüm ona bir “yargı reformu” yapmak istedi. Bunun için Meclis’te üç oya ihtiyaç vardı. Topu topu üç milletvekili olan Itamar Ben-Gvir’in Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) partisine üç bakanlık vererek bu oyları sağladı. Ama Ben-Gvir ile hükumet kurmak, bütün İsrail’i ipotek etmek, şeytanla aynı safta yer almak ve ilk fırsatta Gazze’yi yok etmek demekti, ki bunların hepsi oldu.

İsrail halkı son iki seçimde Netanyahu’ya tek başına veya bir iki ortakla hükumet kurabileceği çoğunluğu vermiyordu. Nitekim, mahkemeden yakasını kurtarabilmek için bu son hükumeti 7 partiyle ve sadece 3 oy çoğunluğuyla kurabildi. Ama “son hükumet” ifadesi gerçekleşecek ve bu Netanyahu’nun son başbakanlığı olacak gibi. Çünkü İsrail AYM’sinin yargı reformunu iptal etmesi, Netanyahu’nun siyasal kellesini

Yazının Devamı

2023 savaşla başladı katliamla devam etti

1 Ocak 2024

2023’e girdiğimizde Ukrayna savaşı başlayalı 10 ay olmuştu. Ömrümüz olursa, 2025 yeni yıl yazısına da “2024’e girdiğimizde Gazze katliamı başlayalı üç ay olmuştu” diye başlarız. 

Yıllar nasıl başlarsa, neyle, hangi duygularla başlarsa öyle gidiyor sanki. Nitekim 7 Ekim 2023 öncesi hemen her günümüz Zelenskiy’nin kibri, Putin’in büyüklenmesinin yol açtığı felaketle dolu geçiyordu. “Büyüklenmek kişinin gerçek duygusunu yok eder” derler. Azı-çoğu fark etmez, gurur insanın yolunu kaybetmesi için başlıca amildir. 

Zelenskiy, Gürcistan gibi esnek davranmayı becerip, NATO hayalinden vazgeçemedi; Rusya’dan korkmayan kahraman rolü oynamayı tercih etti. Haki asker üniformasını hatırlatan gömlekleriyle çıktığı ulusal ve uluslararası sahnelerde de, tiyatro-sinema sahnesindeki gibi başarılı olacağını sandı. Olamadı tabii. Karşısında, Sovyetler Birliği’nin utanç verici hezimetini görmüş, bu hezimetin sebebi olarak algıladığı NATO’ya ders vermek türünden

Yazının Devamı

Netanyahu’nun ‘insanî’ çözümü!

28 Aralık 2023

“İnsan” ve “Netanyahu” kelimeleri yan yana gelemiyor ama İsrail Başbakanı’nın, nihayet baklayı ağzından çıkarıp, nihai amacının Filistin’in Filistinlilerden arındırılması olduğunu açıklarken belirttiği “insanî çözüm” ifadesi bu başlığa sebep oldu. Eli kanlı Netanyahu’ya göre, Gazze halkı ve hatta tüm Filistinliler için “en doğru ve insanî çözüm” onların “gönüllü göç” imkânına kavuşmasıymış ve bunun için Filistinlileri kabul edecek üçüncü ülkeleri arıyormuş! 

İsrail’de yayınlanan “Hayom” gazetesinin haberine göre, tek sorun, bu ülkeleri bulmakmış! İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, partisinin grup toplantısında verdiği bilgiye göre, Filistinliler gönüllü göç yanlısıymış ama bu kişilerin gideceği ülkeleri bulmak ve anlaşmalar yapmak sorun oluyormuş. 

İsrail’in önce Gazze’nin kuzeyinden güneyine kaçmalarını istediği, sonra gittikleri güney köylerinde

Yazının Devamı